Kur’an’da Oruç 30 Gün Olarak Geçiyor mu? Hayatımda Bu Kadar Sorunlu Bir Durum Görmedim!
İzmir’de yaşamayı düşündüğünüzde aklınıza gelen şeyler; güzel sahiller, çay bahçelerinde geçen saatler, kumrucular ve tabii ki, zeytinyağlılar… Ama bir de “o ben” varım, işte o da bazen bir konuyu kafasında döndürüyor ve saatlerce düşünmeden duramıyor. Bugün de ben, bu akşam sahurda bir anda kafama takıldım: “Kur’an’da oruç 30 gün olarak geçiyor mu?” Hani, birisinin gelip de ‘Bu kadar düşünme!’ demesi gerek ama işte ne yapayım, ben böyleyim.
Hadi Başlayalım: Orucun 30 Gün Olduğu Yazıyor mu?
Şimdi, oruç hakkında bir şeyler araştırmaya başladım. Biraz dini metinlere bakmaya karar verdim. Tabii ki, bunu yaparken de bir taraftan arkadaşlarımın WhatsApp grubunda “Sahura 15 dakika kaldı, hadi yetişin!” yazısı kayıyor ekranımda. İnanın, çok zor bir şey bu. Hem dini bir soruyu düşünüyorsun, hem de karnın inceden acıkmaya başlıyor. Neyse, buraya geri dönelim. Gerçekten düşündüm, acaba Kur’an’da oruç 30 gün olarak mı yazıyor? Veya bu bir yanlış anlaşılma mı? Herkesin bildiği şeyler var, ama doğru olan nedir?
Kur’an’da oruçla ilgili bir ayet var. Hani şu meşhur Bakara Suresi’nin 183. ayeti… Allah, orucu farz kılıyor ve diyor ki: “Ey iman edenler, oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı ki, sakınasınız.” Tamam, burada bir şey dikkatimi çekiyor. Bu kadar önemli bir mesele için 30 gün yazması gereken yerde, o kadar direkt bir açıklama yok. Yani, oruç ayı Ramazan’a denk gelen bir şey olsa da, orucun süresi konusunda çok net bir bilgi yok. “Hadi ya, 30 gün mü?” diye kendi kendime mırıldanırken, bir yandan da “Belki de ben yanlış anladım” dedim.
Oruç 30 Gün Olarak Geçiyor mu, Yoksa Yanlış mı Anlaşıldı?
Gelin biraz da “30 gün” meselesine odaklanalım. Herkes orucu 30 gün gibi biliyor ya, acaba biz 30 gün mü diye algılıyoruz yoksa din kitaplarında başka bir şey mi anlatılmak isteniyor? Belki de 30 günü “30 gün boyunca sahur ve iftar yapıyorsunuz” diye mi anlatmak istemişlerdi? Yani, 30 gündür oruç tutmak, gerçekten mi demek? Bunu anlamak için biraz daha kafa patlatmak gerek.
Bir arkadaşım var, oldukça zeki bir adam, ama tam da benim gibi bir kafa. Bu soruyu ona da sordum. O da hemen “Kur’an’da 30 gün diye bir şey yok, biz yanlış anlıyoruz, abicim, oruç sadece Ramazan’da farz kılındı, neyi merak ediyorsun?” dedi. Yani, açıkçası bu soruya daha mantıklı bir cevap verememişti, ama en azından biraz içimi rahatlattı.
Gelelim Benim Kafamı Karıştıran Diğer Noktalara
İşin içine biraz mizah katalım, dedim. Ramazan ayında oruç tutarken başımıza gelen olaylar… Mesela sahura kalktığınızda, gözünüzü açıp bakarken saatin 03:45 olduğunu görüyorsunuz. O sırada “Ya, nasıl uyudum? Az önce uyandım mı?” diye düşünüyor, uykulu bir şekilde mutfağa yöneliyorsunuz. O an, Allah’a dua ediyorsunuz: “Allah’ım, bu saati bir şekilde 05:00 yap da ben biraz daha uyuyayım!” Ama hayır, işte sabah namazına doğru gelen o büyük anı yaşıyorsunuz. Kendinizi bir şekilde sahurda buluyorsunuz, sonra karnınızda bir hafiflik, bir rahatlık başlıyor. Ama sahur bitiminde “Bütün gün aç kalacağım, buna nasıl dayanacağım?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Ama işte, bu Ramazan’da belki de ruhen en çok düşündüğüm şey bu oldu: Kur’an’da oruç 30 gün olarak geçiyor mu?
30 Gün Oruç ve Gerçekten Ne Anlama Geliyor?
Şimdi gelelim işin özüne. Ramazan ayı, gerçekten de 30 gün süren, hayatı anlamlandıran, insanın hem fiziksel hem de manevi olarak sınandığı bir süreç. Yani, Kur’an’da oruç meselesi 30 gün diye yazıyor mu, aslında o kadar da önemli değil. Önemli olan, bu 30 günün nasıl geçeceği. Oruç, açlık ve susuzluktan çok, insanın nefsiyle mücadelesidir. Ne kadar çok düşünseniz, ne kadar fazla şeyin farkına varsanız, Ramazan’da içsel bir değişim yaşarsınız. Kimi için bu 30 gün bir fırsat olur, kimisi için ise sadece “sabır” ve “dayanma” olur. Bu işin felsefesi biraz daha derin.
Sonuçta: 30 Gün Oruç, Hayatımıza Bir Katkı Mı?
Yani, “Kur’an’da oruç 30 gün olarak geçiyor mu?” sorusunun cevabını bulmak, bana göre o kadar da önemli değil. Önemli olan, bu 30 günün her birinde insanın kendini bulması, geliştirmesi ve belki de sınavlarını kazanması. Bunu anlatmak belki zor ama, gerçekten Ramazan ve oruç, her yıl aynı duygularla gelince, hayatınıza yeni bir şeyler katmak zorunda kalıyorsunuz. Benim için 30 gün, sadece takvime yansıyan bir sayı değil, her birinin içindeki anlamla baş başa kalmak demek. Bunu bir şekilde anlamaya çalışmak, her bir oruç gününde ruhsal olarak büyümek demek.