25 Derece Havada Uzun Kollu Giyilir mi? Sıcaklığın Ötesinde Bir Sosyal Mesele “25 derecede uzun kollu giyilir mi?” sorusu kulağa basit gelebilir. Hatta ilk anda aklınıza sadece “E sıcak, neden giyeyim ki?” gibi pratik bir cevap gelebilir. Ama işin içinde beden algısından toplumsal normlara, cinsiyet rollerinden sosyal adalet konularına kadar çok daha derin meseleler var. Çünkü kıyafet, sadece bizi dış etkenlerden koruyan bir parça değil; kimliğimizi, değerlerimizi ve dünyaya bakış açımızı yansıtan güçlü bir araç. Termometre Ne Söylüyor? Bilimsel Gerçekle Başlayalım 25 Derece Gerçekten Sıcak mı? Öncelikle fiziksel gerçeklerden başlayalım. Ortalama 25 °C, insan vücudu için “ılıman” olarak kabul edilir.…
Yorum BırakŞık Tasarım Tüyoları Yazılar
İhraz Hakkı Ne Demek? İnsan Psikolojisi Üzerinden Bir Derin Analiz Bir psikolog olarak bazen hukukun kelimeleriyle insanın iç dünyasını okumaya çalışırım. “İhraz hakkı” terimi ilk bakışta soğuk, teknik ve duygusuz bir kavram gibi görünür. Ancak yakından incelendiğinde, bu kavramın insan davranışlarının en derin köklerine, sahiplenme dürtüsüne ve aidiyet ihtiyacına kadar uzandığını fark ederiz. Peki gerçekten ihraz hakkı ne demek ve bu kavram insan psikolojisiyle nasıl iç içe geçmiştir? İhraz Hakkı Nedir? Sahiplenme ve Benlik Arasındaki İnce Çizgi Hukukta ihraz hakkı, bir kişinin sahipsiz bir şeyi fiilen sahiplenmesiyle elde ettiği mülkiyet hakkıdır. Yani ortada bir “sahip” yokken, birey o şeye sahip…
Yorum BırakHusqvarna Hızar Ne Malı? Felsefi Bir Bakış Açısı Filozof Bakışıyla Başlamak Felsefe, hepimizin çevremizdeki dünyayı ve nesneleri anlamlandırma çabasında bulunduğumuz bir yolculuktur. Bazen, sıradan gibi görünen bir araç veya nesne, düşünsel derinliklere inildiğinde çok daha geniş bir anlam taşır. Husqvarna Hızar, aslında bir motorlu testere, fakat felsefi açıdan bakıldığında bu nesnenin çok daha derin bir anlamı vardır. Hızar, yalnızca bir ağaç kesme aracı mı, yoksa insanlıkla doğa arasındaki ilişkiyi temsil eden bir araç mı? Bu yazıda, bir motorlu testerenin ötesinde Husqvarna Hızar’ı etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden tartışacağız. Şimdi, bu nesnenin felsefi boyutlarına adım atarken, belki de bir motorlu testereyi…
Yorum BırakDansimetre Ne Demek? Edebiyatın Gücüyle Bir Anlatı Çözümlemesi Edebiyatçılar, kelimelerle dünyaları inşa eden ve insan ruhunun derinliklerine inmeye çalışan birer yolcudur. Her kelime, bazen bir fırtınanın ardındaki sessizliği, bazen de bir okyanusun derinliklerindeki sırrı taşır. Anlatılar, sadece birer hikâye değildir; aynı zamanda gerçekliği, duyguları ve anlamları şekillendiren birer güç kaynağıdır. İşte tam da bu noktada, kelimelerin anlamları da her geçen gün evrilir. Bugün, pek çok kişi için gizemli bir kavram olan “dansimetre”yi edebi bir bakış açısıyla ele almanın zamanıdır. Dansimetre, tam anlamıyla neyi ölçer? Çoğumuz bu kelimeyi ilk duyduğumuzda, belki de bir bilimsel araç veya mekanik bir cihaz olarak algılıyoruz.…
Yorum BırakKelimenin Suyu: Edebiyatta Hidratasyonun Dönüştürücü Gücü Edebiyat, tıpkı su gibi hayat verir, dönüştürür ve besler. Kelimenin gücü de bir damla suyun toprağa değdiği an gibi, susuz kalmış ruhlarda yankı bulur. Yazmak, aslında bir tür hidratasyon eylemidir; kuruyan duygulara anlamın nemini taşımaktır. Peki, kimyanın sade bir terimi olan “hidratasyon”, edebiyatın bu büyülü evreninde nasıl bir metafora dönüşür? Hidratasyon Nedir, Edebiyat Bunu Nasıl Anlar? Bilimsel olarak hidratasyon, bir maddenin suyla etkileşime girerek yeni bir bileşik oluşturmasıdır. Moleküller arasındaki bağlar güçlenir, yeni bir denge ortaya çıkar. Ancak edebiyat, bu kavramı yalnızca kimyasal bir süreç olarak değil; insanın içsel yeniden doğuşunun bir sembolü olarak…
Yorum BırakToplum Nedir ve Örnek? (Birlikte Yaşamanın Derin Anlamı) Bir kafede oturup çevrendeki insanlara baktığında, hepsinin birbirinden farklı hikâyeleri olduğunu fark edersin: biri sabah işe yetişmeye çalışıyor, biri dostuyla buluşmuş kahkahalar atıyor, bir diğeri gazetesine gömülmüş… Ama aslında tüm bu farklı bireyler, görünmez bir ağ ile birbirine bağlıdır: toplum. Bu kelime kulağa sıradan gelebilir, ama arkasında yüzyıllardır insanlık tarihini şekillendiren güçlü bir kavram yatar. Bugün gel, bu kavrama birlikte daha yakından bakalım — hem dünyanın dört bir yanından örneklerle hem de kendi yaşadığımız sokaklardan yola çıkarak. Toplum, ortak değerleri, kuralları, kurumları ve hedefleri paylaşan; belirli bir coğrafyada ya da ortak çıkarlar…
Yorum BırakGüzelleme Yapmak Ne Demek? Geçmişten Günümüze Bir Bakış Bir Tarihçinin Gözünden Güzellemenin Anlamı Güzelleme yapmak, günlük hayatta sıkça karşılaştığımız, bazen samimi, bazen de abartılı bir şekilde kullandığımız bir ifade. Ama tam olarak ne anlama geliyor ve kökenleri nedir? Bu soruyu sorarken, insanın zamanla değişen değerleri, toplumsal algıları ve kültürel dönüşümleri göz önünde bulundurmak gerekir. Geçmişin tozlu raflarına baktığınızda, “güzelleme yapmak” teriminin aslında çok daha derin ve katmanlı bir anlam taşıdığını görebilirsiniz. Bu yazıda, tarihsel bir bakış açısıyla, “güzelleme” kavramını ele alacağız. Hem eski hem de modern örnekler üzerinden, toplumsal değişimlerle nasıl şekillendiğini inceleyeceğiz. Güzellemenin Tarihsel Kökenleri Güzelleme yapmak, dilin evrimiyle…
Yorum Bırak“Güzel Sanatlar Lisesi kaç tane var?”—Sayının Anlamı, Anlamın Sayısı Bir rakam, tek başına bir cevaptır; ama eğitim tarihi ve sanat düşüncesiyle buluştuğunda, bir ülkenin kültürel nabzını tutan daha geniş bir hikâyeye dönüşür. Bugün “Güzel Sanatlar Lisesi kaç tane var?” sorusunu, yalnızca istatistikle değil; tarihsel arka plan, kurum felsefesi ve güncel akademik tartışmalar ekseninde ele almak, sayıları anlamın zemini hâline getirir. Güncel sayı nedir? 2024–2025 öğretim yılı verilerine göre Türkiye’de 105 Güzel Sanatlar Lisesi bulunuyor. Bu toplam, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı “Okul Türleri ve Sayıları” istatistiklerinde açıkça yer alıyor. Tarihsel arka plan: Bir modelin doğuşu Türkiye’de Güzel Sanatlar…
Yorum BırakBir Edebiyatçının Kaleminden: Güvenli Arama Neden Kapanmıyor? Kelimeler, insanın en eski aynasıdır. Onlarla düşünür, onlarla hatırlar, onlarla yanılırız. Her sözcük, bir anlam evrenine açılan kapıdır; kimi zaman ışıkla dolu, kimi zaman karanlıkla. İşte tam da bu yüzden, “Güvenli Arama neden kapanmıyor?” sorusu yalnızca bir dijital ayarın değil, aynı zamanda çağımızın edebi bir metaforudur. Çünkü artık sansür yalnızca devletlerin ya da kurumların değil, bazen kendi korkularımızın, kendi vicdanımızın bir ürünüdür. Belki de Güvenli Arama, hiç kapanmıyordur; çünkü zihnimizdeki o görünmez filtre, edebiyatın özgür dilini bile sessizleştirmeye başlamıştır. Kelimelerin Hapishanesi: Sansürün Edebî Gölgesi Edebiyat tarihine baktığımızda, “güvenli” olanla “tehlikeli” olanın mücadelesini görürüz.…
Yorum BırakKağanlık Sistemi Nedir? Bozkırın Devlet Aklı, Bugünün Yönetişimi Bir kavram bazen yalnızca geçmişi anlatmaz; bugünün nabzını da tutar. Kağanlık sistemi tam böyle bir şey: Bozkırın sınırsız ufuklarında doğan ama bugünün kurumlarına, hatta dijital topluluklarına kadar uzanan bir yönetim fikri. “Kağanlık sistemi nedir?” diye sorduğunuzda, yalnızca bir taç ya da bir unvanı değil; töreyle sınırlanan iktidarı, kurultayla paylaşılan söz hakkını, hızlı hareket edebilen ama köklü geleneklere yaslanan bir devlet aklını konuşuyoruz. Özetle: Kağanlık, göçebe/yarı-göçebe toplumların hız, esneklik ve meşruiyeti aynı çatı altında birleştiren; töre (yasa), kut (meşruiyet) ve kurultay (danışma) üçlüsüne dayalı bir yönetişim modelidir. Kökenler: Töre, Kut ve Kurultay Ekseni…
8 Yorum